Protein Nedir?

Protein Nedir?

Diyetisyen Tuğçe Çakır

Yunanca "birincil" veya "ilk" anlamına gelen proteos kelimesinden gelir .

Proteinler vücudunuzun temel yapı taşlarıdır. Kaslar, tendonlar, organlar ve deri gibi dokuların yanı sıra; enzimler, hormonlar, nörotransmiterler gibi birçok önemli işlevi olan çeşitli moleküller yapmak için kullanılırlar.

Proteinler, amino asitler adı verilen daha küçük moleküllerden oluşur. Aminoasitler bir ipteki boncuklar gibi birbirine bağlanarak proteinleri oluşturur. Her bir boncuğu aminoasit gibi düşünebilirsiniz. Vücudumuz bu amino asitlerin bazılarını üretir, ancak temel amino asitler olarak bilinen diğerlerini besinler yolu ile vücudumuza almamız gerekir. 

Protein ihtiyacınız; kilonuz, aktivite seviyeniz, yaşınız, kas kütleniz, fiziksel hedefleriniz ve genel sağlığınız dahil olmak üzere birçok faktöre bağlıdır. Protein ihtiyacı sadece miktar değil, aynı zamanda kaliteyle de ilgilidir. Genel olarak hayvansal protein , vücudunuz için gerekli tüm amino asitleri doğru oranda sağlar. Her gün et, tavuk, balık, yumurta veya süt ürünleri gibi hayvansal ürünler tüketiyorsanız, muhtemelen yeterince protein alıyorsunuzdur. Bununla birlikte, hayvansal gıdalar tüketmiyorsanız ihtiyacınızı karşılamak daha zor olabilir. 

Tavsiye Yazı: Protein Diyeti

Proteinler vücutta çok önemli görevlere sahiptir. Bunlardan en önemlilerini sıralayacak olursak:

• Dokuların büyümesi ve onarımı için protein gereklidir. Bu nedenle hastalık dönemlerinde, hamilelik sırasında ve emzirme döneminde, yaralanma veya ameliyat sonrasında, yaşlı yetişkinlerde ve sporcularda protein ihtiyacı artabilir. 

• Proteinler enzimleri oluşturur. Enzimler, vücudunuzda önemli kimyasal reaksiyonların gerçekleşmesini sağlayan proteinlerdir.Bu enzimlerin eksikliği veya yanlış işlevi hastalığa neden olabilir. Enzimlere bağlı bazı bedensel işlevler şunlardır:

  • Sindirim
  • Enerji üretimi
  • Kanın pıhtılaşması
  • Kas kasılması

Proteinler vücutta önemli olan bazı hormonların oluşumunda rol oynar. Bazı örnekler şunlardır:

  • İnsülin ve Glukagon: Kan şekerini düzenler. 
  • hGH (insan büyüme hormonu): Çeşitli dokuların büyümesini uyarır.
  • ADH (antidiüretik hormon): Böbreklerden idrar yolu ile su atımını düzenler. 

Bağ dokusu proteinleri olarak bilinen proteinler, vücudunuzun çeşitli bölgelerine yapı, güç ve esneklik sağlar. Keratin, kolajen ve elastin gibi proteinler cilt, saç, tırnak, tendon gibi dokuların yapı taşıdır. 

• Protein, kanınızdaki ve diğer vücut sıvılarınızdaki asit ve baz dengesinin sağlanmasında hayati bir rol oynar.

• Proteinler, vücudunuzdaki sıvı dengesini korur. Bu denge bozulduğunda ödem ve şişlik oluşabilir. 

• Proteinler, vücudunuzu bakteri ve virüsler gibi hastalığa neden olan yabancı istilacılardan korumak için antikorlar oluşturur. Bağışıklık sisteminizi korur. 

• Proteinler vücudunuzda besinlerin taşınmasına ve depolanmasına yardımcı olur.

• Protein gerektiğinde vücudunuzda enerji için kullanılabilir. 

Peki kilo verirken ve sağlıklı bir diyete uyumda yeterli protein tüketiminin bize ne gibi yararları var? 

  • Protein, açlık hormonu olan “ghrelin” düzeylerini düşürürken, iştahı azaltan hormonlar olan “GLP-1, peptid YY ve kolesistokinin”i artırır. 
  • Proteinden gelen kalorilerin yaklaşık % 20-30’u vücut proteini sindirirken ve metabolize ederken yakılır.  
  • Protein alımının metabolizmayı hızlandırdığı ve yakılan kalori miktarını günde yaklaşık 80 ila 100 oranında artırdığı gösterilmiştir. 
  • Yeterince protein sağlayan diyetler oldukça doyurucudur, bu nedenle düşük proteinli diyetlere kıyasla açlığın ve iştahın azalmasında etkili olurlar.  
  • Gün içinde daha fazla proteinli besinlerden tüketmek, gece geç saatlerde atıştırma isteğinde büyük miktarda azalmaya yol açabilir.
  • Yeterli protein almak, özellikle kilo verirken kas kaybını önlemeye yardımcı olur. 
  • Daha fazla protein tüketen insanlar, daha iyi bir kemik sağlığına ve ileriki yaşlarda daha düşük osteoporoz ve kırık riskine sahiptir.
*Sitemizde bulunan yazılar yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Tıbbi tavsiye içermez. Yazılardan yola çıkarak herhangi bir hastalık tanısı konulamaz. Yalnızca psikiyatri hekimleri ve doktorlar hastalık tanısı koyabilir.