Su Diyeti Nedir? Uzun Süre Aç Kalmaya Değer Mi?

Su Diyeti Nedir? Uzun Süre Aç Kalmaya Değer Mi?

Diyetisyen Elanur Özgüler

Dönemimizin popüler diyet yaklaşımları ketojenik diyet ve aralıklı oruç arasında yerini almaya hazırlanan su diyeti son zamanlarda bana da sık sık sorulmaya başlandı. Uygulaması oldukça zor görünen bu diyete gelin yakından bakalım.

İnsanlar yüzyıllar boyunca arınmak, dini vazifelerini yerine getirmek, daha sağlıklı yaşamak ya da belirli sağlık problemlerini tedavi etmek adına çeşitli oruçlar denemişlerdir. Su diyeti de belirli bir süre boyunca su hariç diğer tüm besinlerden uzaklaşılan bir oruç sistemi. Baştan söylemekte fayda var; su diyeti hakkında insanlar üzerinde araştırılıp yazılan kaynak yok denecek kadar az. Hayvan deneyleri bize kesin kanıtlar değil, ihtimaller sunduğu için bu diyete en başından temkinli yaklaşmakta yarar var.

Oldukça kısıtlayıcı olan bu diyet tabi ki herkes için uygun değil. Özellikle;

  • 65 yaş üstü bireyler
  • 18 yaş altı bireyler
  • Gut, diyabet gibi kronik rahatsızlığa sahip bireyler
  • Yeme bozukluğu olan bireyler
  • Hamileler

bu diyeti uygulamamalı.

Neden yapılır?

Dini sebepler, ağırlık kaybı, detoks, sağlık faydaları ve medikal bir işlem için hazırlık, bu diyetin kullanıldığı ana sebepler arasında yer alıyor.

Nasıl yapılır?

Henüz yeterince araştırma olmadığı için belirli bir prosedür de çıkarılmış değil. Genelde 1-3 gün süre ile yapılan diyetin 3 günden fazla süre ile yapılması kesinlikle önerilmiyor. Aç kalınan süre boyunca bir uzman yardımı almak da sürecin yönetimi açısından oldukça önemli.

Bazı kaynaklar diyetten birkaç gün önce vücudunuzu hazırlamak için porsiyonlarınızı azaltmanız gerektiğini söylüyor. Ancak bundan daha önemlisi diyetten sonra tekrar beslenmeye başlandığında tüketilen besinlerin doğru seçilmesi. Literatürde ‘Refeeding Sendromu’ olarak geçen, çeşitli sebeplerle uzun süre oral yoldan besin tüketilmeme durumu sonrası oluşan bu sendrom dikkat edilmediği takdirde büyük sağlık risklerine yol açabiliyor. Tekrar beslenmeye yavaş yavaş, küçük ve kolay sindirilebilir öğünlerle başlamakta fayda var.

Oruç boyunca oluşabilecek mide krampları, halsizlik, baş dönmesi gibi etkiler sebebiyle ağır sporlar, araba sürmek ve ağır makine kullanımı önerilmiyor.

Bu çaba ne için? Olası yararları

Deneyelerin çoğu hayvanlarda yapıldığı için yararları hakkında kesin konuşamayız.

  1. 'Otofaji’ ömrünün sonuna gelmiş hücrelerin ‘görevimi tamamladım’ diyerek kendini öldürdüğü bir sistemdir. Bazı hayvan çalışmaları otofajinin kanser, Alzheimer ve kalp hastalığı riskini azalttığına dair bulgular öne sürüyor. Farklı hayvan çalışmaları ise bize, uzun süre açlığın otofajiyi tetiklediğini gösteriyor. Ancak bu maddenin gerçekten işe yaradığını söyleyebilmek için daha çok araştırmaya ihtiyacımız olduğu kesin.
  2. İnsülin ve leptin duyarlılığını artırdığına dair çalışmalar da mevcut. Böylece hem kan şekerini dengelediği hem de açlık sinyallerini düzenleyerek obeziteye karşı koruduğu düşünülüyor.
  3. Yüksek tansiyonlu hastalarda 11 gün boyunca uygulandığında tansiyonu düşürdüğüne dair yapılmış bir insan çalışması olsa da diyeti 11 gün yapmak önerilenin çok dışında kalıyor.
  4. Sağlıklı insanlarda uygulanan 1 günlük su orucu araştırmasında ise kolesterol ve trigliserit seviyelerinin düştüğü gösterilmiş. Ancak bu konuya dair kolesterol hastaları üzerinde yapılmış bir çalışma bulunmuyor.

Bunları göze alabilir miyiz? Riskleri

Ağırlık kaybının en kestirme yolu kalori kısıtlamasıdır. Hali hazırda evdeki besinlerle, günlük harcadığımız enerjiden daha azını tüketerek zaten kilo verebiliyorken vücudu oldukça strese sokacak, sürdürülebilirlikten uzak bu diyete ihtiyacımız var mı? Gelin bir de karşımıza çıkacak risklere bakalım.

  1. Kilo kaybı zaten beklenen bir sonuç. Peki ya aslında kaybetmememiz gereken kilolarla vedalaşıyorsak… Su orucu sonucu çok hızlı bir ağırlık kaybı yaşanabilir. Bu da yağ hücrelerimizle değil de vücudumuzdaki su ile, sağlıklı hücrelerimizle ve kaslarımızla vedalaştığımız anlamına geliyor.
  2. Susuz kalabiliriz! Kulağa garip geliyor değil mi? Evet doğru çünkü normalde ihtiyacımız olan suyun %20-30’unu besinlerden karşılıyoruz. Besin tüketmediğimiz bir diyette eskisi kadar su içiyorsak bu bize yetmeyebilir.
  3. Birden ayağa kalkma sonucu oluşan göz kararması ve baş dönmesine bu diyet sürecinde oldukça sık rastlanabilir. Su orucu boyunca fazla hareket etmek, araba ve ağır makine kullanmak kazalara sebep olabilir.
  4. Gut, diyabet ve yeme bozukluğu gibi rahatsızlıkların etkilerini artırmasına sebep olabilir.

Sonuç olarak

Çeşitli oruçların faydalarına dair birçok çalışma var. Bu faydalardan yararlanmak için daha güvenli oruç tipleri araştırılabilir. Bir uzman olarak benim fikrim su orucunun fazla agresif olduğu yönünde. Sağlıklı günler diliyorum.

*Sitemizde bulunan yazılar yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Tıbbi tavsiye içermez. Yazılardan yola çıkarak herhangi bir hastalık tanısı konulamaz. Yalnızca psikiyatri hekimleri ve doktorlar hastalık tanısı koyabilir.