Polikistik Over Sendromunun Beslenmeyle İlişkisi

Polikistik Over Sendromunun Beslenmeyle İlişkisi

Diyetisyen Rabia Ela Ertem

Polikistik over sendromu (PCOS) kadınlarda oldukça yaygın olan ve birçok sistemi etkileyen endokrin bir rahatsızlıktır. Genellikle insülin direnci, karın bölgesinde yağlanma, metabolik bozukluklar ve kardiyovasküler risk faktörleriyle de yakından ilişkilidir. Hastalığın altında yatan sebep net olmamakla birlikte, epigenetik ve çevresel etmenlerin rol aldığı düşünülmektedir. PCOS kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte hiperandrojenizm, hirtusizm (tüylenme), adet döngüsünde bozukluk veya amenore (adet görmeme), insülin direnci gibi semptomlar verir. Tedavi dinamik olarak semptomlara odaklı (hiperandrojenizm, yumurtalık fonksiyon bozukluğu gibi) ve hastanın değişen koşullarına bağlı kişisel olarak belirlenir.

PCOS’lu kadınlara yaşam boyu sağlıklı kiloyu sürdürmek amacıyla düzenli fiziksel aktivite ve sağlıklı beslenme önerilir. Fazla kilolu PCOS’lu kadınlarda abdominal obeziteyi önlemek, insülin direncini azaltmak için hayat tarzı değişikliğine gidilmelidir. Poliksitik over sendromundaki en kritik noktalardan biri insülin direncidir çünkü insülin direncinin ilerleyişi tip-2 diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar gibi kronik hastalıkların gelişiminde bir öncüldür. Bu sebeple beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi, insülin direncine geri adım attırmada hastaya fırsat sunar. İdeal bir beslenme yönetimi ve kilo kontrolü, insülin duyarlılığını arttırmaya yardımcı olur. Özellikle glisemik olarak yüksek olmayan bol lifli yiyecekler örneğin tam tahıllar, baklagiller, sebzeler ve meyvelerle posa alımını desteklemek önemlidir. İlaveten, PCOS için hem literatürde hem de medyada takviye kullanımına yönelik öneriler yapılmaktadır ancak öncelikle takviye kullanımı için herhangi bir şekilde eksikliğin tayin edilmiş olması veya bilimsel olarak işe yararlılığın net bir şekilde ortaya konmuş olması gerekir. Örneğin omega-3 takviyesinin kullanımı hem insülin direnci bulunan hem de kan total kolesterolü ve trigliserit düzeyi yüksek kişilerde olumlu sonuçlar vermiştir, yine de uzun vadeli etkileri henüz bilinmediğinden omega-3 takviyesi kullanımı bilimsel olarak henüz bir netlik kazanamamıştır. Bu sebeple takviyelerin doktora danışılarak kullanılıyor olması daha doğru sonuçlar getirecektir.

Sonuç olarak, PCOS için belki de söylenebilecek en net kural sağlıklı yaşam alışkanlıklarının kazanılması ve devam ettirilmesidir. Sağlıklı yaşam biçiminin oluşturulması, hormonal dengeye ulaşılması ve genel sağlığın korunması açısından önemlidir. Kilo kaybının sağlanması için PCOS uyumlu belirgin bir diyet modeli yoktur ancak diyete uyarlanabilecek kişiye özgü yaklaşımlarla uzun vadeli sağlık durumunu iyileştirecek sürdürülebilir bir diyet mümkündür. Fiziksel aktiviteye ilave olarak sağlıklı bir beslenme alışkanlığının oturtulması ve PCOS gibi çok faktörlü semptomlar veren bir hastalığın kontrolü için beslenme uzmanıyla birlikte çalışmak daha kalıcı sonuçlar verecektir. 

Kaynakça

1. Polycystic ovary syndrome: definition, aetiology, diagnosis and treatment. Escobar-Morreale, Héctor F. 5, 2018, Nature Reviews Endocrinology, Cilt 14.

2. Recommendations from the international evidence-based guideline for the assessment and management of polycystic ovary syndrome. Teede, Helena J, ve diğerleri. 9, 2018, Human Reproduction, Cilt 33.

3. Nutritional management in women with polycystic ovary syndrome: A review study. Faghfoori, Zeinab, ve diğerleri. 1, 2017, Diabetes &Metabolic Syndrome, Cilt 11.

4. Effectiveness of Omega-3 fatty acid for polycystic ovary syndrome: a systematic review and meta-analysis. Yang, Kailin, ve diğerleri. 27, 2018, Reproductive biology and endocrinology, Cilt 16.

*Sitemizde bulunan yazılar yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Tıbbi tavsiye içermez. Yazılardan yola çıkarak herhangi bir hastalık tanısı konulamaz. Yalnızca psikiyatri hekimleri ve doktorlar hastalık tanısı koyabilir.