Mide Hastalıklarında Beslenme

Mide Hastalıklarında Beslenme

Diyetisyen Meltem Işık

Gastrit;Gastrit mide duvarının mukozadan serozaya kadar olan iltihabi bir reaksiyonudur. Akut ve kronik olmak üzere iki grupta incelenir;

Akut gastrit, genellikle midenin en sık görülen ve her yaş grubunda rastlanan türüdür. 

  • Yemekler az az sık sık yenmelidir.
  • Yemekler çok sıcak ve çok soğuk olmamalıdır. 
  • Yavaş yenilmeli ve iyi çiğnenmelidir.
  • Mideyi uyarmayan, tahriş etmeyen yiyecekler yenmelidir.

Kronik gastrit,

  • Az posalı besinler tüketilmelidir. 
  • Öğün sayısı artırılıp porsiyon küçülmeli ve midenin birden dolması önlenmelidir. 
  • Çok sıcak ve çok soğuk besinler tüketilmemelidir. 
  • Gastritli kişilerin mide sıvılarında askorbik asit (C vitamini) düzeyi düşüktür. Bundan dolayı midede zamanla mide kanseri oluşumu görülebilmektedir. Bu nedenle gastritli kişiler her öğün C vitamini içeren sebze ve meyve tüketmelidirler.

Peptik Ülser

Peptik ülser gastrointestinal kanalda asit ve pepsin içeren mide salgısı ile temas edebilen herhangi bir yerde mukozadan başlayan, sınırları belli doku kaybı ile karakterize akut veya kronik bir yaradır.

  • Süt gastrik asit salgısını arttırır. Süt tüketimi azaltılmalıdır. İnek sütü yerine bitki sütleri beslenmeye eklenmelidir.
  • Yemek saatleri düzenlenmelidir. Düzensiz beslenmek mide asit seviyelerini olumsuz etkiler. Az az sık sık beslenmek gerekir. -Beslenme planı oluşturulurken öğünler düzenlenmelidir. Mideyi rahatsız etmeyen besinlerle birlikte porsiyon kontrolü sağlanmalıdır.
  • Proteinden zengin bir beslenme modeli uygulanmalıdır.
  • Ülser tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar kabızlığa sebep olabilir. Posa miktarı arttırılmalıdır. 
  • Çinkonun ülseri iyileştirici etkisi vardır. 
  • Antioksidan vitaminler diyette yeterli miktarda olmalıdır. 
  • Tuz gastrit mukozayı olumsuz etkiler. Tuzlanmış, salamura besinler azaltılmalıdır. 
  • Baharatlar, acı, kafein, alkol, asitli meyveler az tüketilmelidir.

Dumping Sendromu

Besinler birden, hızlı bir şekilde barsağın bir bölümü olan jejenuma geçmesi Dumping Sendorumuna yol açar. Bu nedenle barsak damarları genişler, kan dolar, beyinde ise kanlanma azalır. Besinlerin iyice sindirilmeden barsağa geçmesi sonucu alerjik reaksiyonlar da görülür.

  • Yemekler eşit miktarlarda, az az, sık sık yenmelidir. 
  • Diyet proteinden zengin olmalıdır. Her ana öğünde protein kaynakları eklenmelidir.
  • Basit karbonhidratlar azaltılır, kompleks karbonhidratlar arttırılır. 
  • Meyveler de basit şeker içerdiğinden fazla yenmemelidir. Porsiyon kontrolüyle meyve tüketimi yapılmalıdır.
  • Yemek sırasında sıvı alınmamalıdır. Yemeklerden 45 dakika önce ve sonra sıvı alınmalıdır. Çorba yeniyorsa ana yemekten sonra tüketilmelidir.
  • Çok soğuk besinler uyarıcı olduğu için yenilmemelidir.

Reflü Özafajit

Reflü özofajit, gastrik içeriğin özafagus (yemek borusu) içine kaçması sonucu oluşur. Sonucunda yanma, göğüs ağrısı ve yutma güçlüğü ile yaşanır. 

  • Reflü sorunu yaşayan kişiler yemekten hemen sonra uzanıp yatmamalıdırlar. Yemekten en az 3-4 saat sonra yatılmalı ve yastık 20-25 cm yüksekliğinde olmalıdır.
  • Sigara ve alkol kullanılmamalıdır. Gazlı içecekler, alkol reflüyü tetikler.
  • Diyet protein bakımından zengin olmalıdır.
  • Yağ ve yağlı besinler, koyu çay, kahve, çikolata, nane, soğan gibi besinler azaltılmalıdır.
  • Mide asidinin uyarılmasını önlemek için; acı baharatlar, karbonatlı içecekler, domates, turunçgiller, kahve, alkol, çok sıcak ve soğuk besinler tüketilmemelidir.
*Sitemizde bulunan yazılar yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Tıbbi tavsiye içermez. Yazılardan yola çıkarak herhangi bir hastalık tanısı konulamaz. Yalnızca psikiyatri hekimleri ve doktorlar hastalık tanısı koyabilir.