Leblebi, kavrulmuş nohuttan elde edilen ve hem sağlıklı hem de doyurucu bir atıştırmalık olarak bilinen geleneksel bir yiyecektir. Özellikle diyet yapanlar ve kilo kontrolü ile ilgilenen kişiler arasında sıkça sorulan sorulardan biri, leblebinin tok tutup tutmadığıdır. Leblebi, içerdiği yüksek lif ve protein sayesinde uzun süre tokluk hissi yaratabilir ve bu yönüyle sağlıklı atıştırmalıklar arasında öne çıkar.

Leblebinin tok tutma özelliğinin temel nedeni lifli yapısıdır. Lif, sindirim sisteminde yavaş çözülür ve mideyi uzun süre meşgul ederek açlık hissinin gecikmesini sağlar. Bu sayede öğün aralarında yaşanabilecek ani açlık krizleri veya gereksiz atıştırmalar önlenebilir. Ayrıca lifli gıdalar, bağırsak hareketlerini düzenleyerek sindirim sisteminin daha verimli çalışmasına katkıda bulunur.

Bunun yanı sıra leblebi bitkisel protein açısından da zengindir. Protein, tokluk hissinin oluşmasında önemli bir role sahiptir ve metabolizmanın daha verimli çalışmasına yardımcı olur. Bu nedenle leblebi, özellikle sabah kahvaltıları veya öğle aralarında ara öğün olarak tüketildiğinde enerji seviyesini dengede tutar ve gün içinde daha az kalori alımına destek olur.

Ancak leblebinin tok tutma etkisi, porsiyon miktarı ve tüketim şekline bağlıdır. Fazla miktarda yemek, yüksek karbonhidrat alımı ve dolayısıyla fazla kalori alımına yol açabilir. Tuzlu veya şeker kaplı leblebiler ise açlık kontrolüne yardımcı olmanın aksine, iştahı kısa süreli olarak artırabilir. Bu nedenle özellikle diyet yapanların tuzsuz ve sade leblebi çeşitlerini tercih etmesi önerilir.

Günlük önerilen porsiyon genellikle bir avuç (25–30 gram) leblebi olarak belirlenir. Bu miktar, hem tok kalmayı sağlar hem de günlük kalori dengesini bozmaz. Leblebi, lif ve protein açısından zengin yapısıyla, dengeli ve ölçülü tüketildiğinde etkili bir şekilde tokluk hissi sağlar ve sağlıklı atıştırmalık seçenekleri arasında önemli bir yer tutar.

Leblebi, kavrulmuş nohuttan elde edilen ve Türk mutfağının en sevilen atıştırmalıklarından biridir. Hem protein hem de lif açısından zengin olması nedeniyle diyet yapan kişilerin sıkça merak ettiği bir sorudur: Leblebi kilo verdirir mi? Aslında leblebi, doğru miktarlarda ve ölçülü şekilde tüketildiğinde kilo verme sürecine destek olabilecek bir besindir.

Leblebinin kilo kontrolüne yardımcı olmasının en önemli nedeni yüksek lif içeriğidir. Lif, sindirim sistemini düzenler, bağırsak hareketlerini destekler ve uzun süre tok kalmayı sağlar. Bu sayede öğün aralarında yaşanabilecek açlık krizlerini azaltır ve gereksiz kalori alımını önler. Ayrıca lifli yiyecekler metabolizmanın daha verimli çalışmasına da katkıda bulunur.

Leblebi aynı zamanda bitkisel protein kaynağıdır. Protein, kas kütlesinin korunmasına yardımcı olur ve metabolizmanın hızlanmasına katkı sağlar. Diyet sürecinde kas kaybının önlenmesi, kilo verme hedeflerini destekleyen önemli bir unsurdur. Düzenli ve kontrollü leblebi tüketimi, tokluk hissi yaratırken enerji seviyelerini de dengede tutar.

Ölçüsüz tüketim ise leblebinin kilo üzerinde ters etki yaratmasına neden olabilir. 100 gram leblebi yaklaşık 350–370 kalori içerir; bu nedenle fazla miktarda yemek günlük kalori alımını artırır ve kilo kontrolünü zorlaştırır. Tuzlu veya şeker kaplı leblebi çeşitleri, kalori ve sodyum miktarını artırarak kilo verme sürecine olumsuz etki edebilir.

Diyet yaparken önerilen porsiyon genellikle günde 1 avuç (25–30 gram) leblebidir. Bu miktar hem tok kalmayı sağlar hem de fazla kalori alımını önler. Ayrıca tuzsuz ve sade çeşitlerin tercih edilmesi, hem sağlıklı hem de dengeli bir diyet planı oluşturmayı kolaylaştırır.

Leblebi, dengeli ve kontrollü tüketildiğinde kilo verme sürecine katkı sağlayabilir. Lif ve protein açısından zengin yapısı, açlık kontrolünü destekler ve metabolizmayı olumlu etkiler. Doğru porsiyonlarla tüketildiğinde leblebi, diyetlerde hem lezzetli hem de etkili bir atıştırmalık seçeneği olarak öne çıkar.

Leblebi, kavrulmuş nohutlardan elde edilen ve hem sağlıklı hem de doyurucu bir atıştırmalık olarak bilinen geleneksel bir yiyecektir. İçerdiği yüksek lif ve bitkisel protein sayesinde sindirim sistemine fayda sağlar, bağırsak hareketlerini düzenler ve uzun süre tokluk hissi yaratır. Ancak lifli gıdalar bazı kişilerde gaz oluşumuna yol açabilir ve leblebi de bu açıdan istisna değildir.

Leblebinin gaz yapmasının temel nedeni, nohutun doğal olarak içerdiği oligosakkaritlerdir. Bu bileşikler, bağırsaklarda bakteriler tarafından fermente edilirken gaz üretimine neden olabilir. Özellikle hassas sindirim sistemine sahip kişilerde veya normalden fazla miktarda leblebi tüketildiğinde, karın şişkinliği, rahatsızlık ve gaz hissi ortaya çıkabilir. Ayrıca bazı insanlar baklagillere karşı daha duyarlıdır ve bu kişilerde leblebi tüketimi sonrası gaz oluşumu daha belirgin olabilir.

Tuzlu veya aromalı leblebi çeşitleri de gaz oluşumunu etkileyebilir. Fazla tuz tüketimi mideyi yorabilir ve sindirim sürecini yavaşlatabilir. Bu da gaz ve şişkinlik hissini artırabilir. Şeker kaplı veya çikolata kaplı leblebiler ise sindirim sistemini daha farklı şekilde uyarabilir, bu nedenle porsiyon kontrolü özellikle önemlidir.

Gaz oluşumunu azaltmak için bazı pratik yöntemler uygulanabilir. Leblebi tüketirken bol su içmek, aşırıya kaçmamak ve öğünler arasında dengeli porsiyonlar tercih etmek gaz riskini minimize eder. Ayrıca, hassas bağırsaklara sahip kişilerin beyaz leblebi gibi daha hafif kavrulmuş ve tuzsuz çeşitleri tercih etmesi önerilir.

Leblebi, lif ve protein açısından zengin, sağlıklı bir atıştırmalık olmasına rağmen, fazla miktarda veya düzensiz tüketildiğinde sindirim sisteminde gaz oluşumuna yol açabilir. Porsiyon kontrolü, doğru çeşit seçimi ve dengeli tüketim ile leblebi, gaz sorununu en aza indirerek keyifle tüketilebilecek bir yiyecek haline gelir. Gaz yapıcı etkisi kişiden kişiye değişiklik gösterir, bu yüzden kendi vücudunuzu gözlemleyerek uygun miktarda tüketmek önemlidir.

Leblebi, Türk mutfağında yüzyıllardır yer alan geleneksel bir atıştırmalıktır ve temelinde nohut bulunur. Yani leblebi aslında nohutun özel işlemlerden geçirilerek kavrulmuş halidir. Nohut, tarladan toplandıktan sonra temizlenir, kurutulur ve uzun süre dinlendirilir. Daha sonra belirli aşamalardan geçirilerek kavurma işlemine hazırlanır. Bu süreçte nohudun lezzeti ve dokusu gelişir. Leblebi yapılırken kullanılan ana malzeme sadece nohuttur, fakat çeşitlerine göre tuz, şeker ya da baharat gibi eklemeler yapılabilir.

Leblebi üretiminde ilk aşama, nohudun belirli bir süre dinlendirilmesidir. Bu dinlendirme süreci bazen aylar sürebilir ve nohudun kabuğunun ayrılmasını kolaylaştırır. Ardından nohut, taş değirmenlerde veya özel makinelerde kavurma işlemine alınır. Kavurma sırasında nohudun kabuğu çatlar ve leblebi haline gelir. Bu aşamada nohutun içerdiği doğal aroma ortaya çıkar. Kavurma tekniği ve süresi, leblebinin rengini ve lezzetini doğrudan etkiler. Bu nedenle beyaz leblebi ve sarı leblebi gibi farklı türler ortaya çıkar. Beyaz leblebi genellikle hafif kavrulmuşken, sarı leblebi daha uzun süre kavrulur ve daha çıtır bir yapıya sahip olur.

Bazı leblebi çeşitlerinde ise kavurma sonrasında tuzlama veya şekerleme işlemleri yapılır. Tuzlu leblebi özellikle çay yanında tercih edilirken, şekerli leblebi çocuklar için tatlı bir alternatif oluşturur. Bunun yanı sıra baharatlı leblebi çeşitleri de günümüzde oldukça popüler hale gelmiştir.

Leblebi yapımında kullanılan nohutun kalitesi, lezzeti doğrudan etkiler. Daha iri taneli ve besin değeri yüksek nohutlardan üretilen leblebiler hem daha çıtır hem de daha doyurucu olur. Ayrıca doğal haliyle tüketilen, katkı maddesi eklenmeyen leblebi çok daha sağlıklı bir atıştırmalık olarak öne çıkar.

Leblebi, tamamen nohut temelli, doğal ve geleneksel yöntemlerle üretilen bir yiyecek olduğu için hem sağlıklı hem de lezzetli bir atıştırmalık arayanların ilk tercihlerinden biridir. Protein ve lif açısından zengin olması, onu sadece lezzetli değil aynı zamanda besleyici bir seçenek haline getirir.

Leblebi, nohudun kavrulmasıyla elde edilen ve yüzyıllardır tüketilen geleneksel bir atıştırmalıktır. Hem doyurucu yapısı hem de sağlıklı özellikleri sayesinde diyet yapan kişiler tarafından da sıkça tercih edilmektedir. Diyette leblebi yenip yenmeyeceği konusu ise oldukça merak edilmektedir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, leblebi düşük yağ oranına sahip, lif açısından zengin ve tok tutma özelliğiyle öne çıkan bir besindir. Özellikle tuzsuz beyaz leblebi, sağlıklı ara öğünler için ideal bir seçim olabilir.

Diyet sürecinde önemli olan nokta porsiyon kontrolüdür. Leblebi, fazla tüketildiğinde yüksek karbonhidrat içeriği nedeniyle kalori alımını artırabilir. Ancak dengeli bir şekilde tüketildiğinde kilo verme sürecine destek olabilir. Lifli yapısı sayesinde sindirim sistemini destekler, bağırsak hareketlerini düzenler ve uzun süre tokluk sağlar. Ayrıca düşük yağ oranı sayesinde diğer birçok atıştırmalığa göre daha sağlıklı bir alternatiftir. Özellikle çikolata, cips veya şekerli yiyecekler yerine leblebi tüketmek, hem kalori kontrolüne yardımcı olur hem de sağlıklı bir atıştırmalık seçeneği sunar.

Diyet yaparken tuzlu ve aromalı leblebilerden uzak durmak gerekir çünkü tuzlu leblebi fazla sodyum içerir, bu da vücutta su tutulumuna ve ödem oluşmasına neden olabilir. Bunun yerine sade, tuzsuz beyaz leblebi veya sarı leblebi tercih etmek daha faydalıdır. Akşam atıştırmalıklarında, çayın yanında veya gün ortasında açlık krizlerini bastırmak için bir avuç leblebi tüketmek oldukça uygundur.

Leblebi aynı zamanda bitkisel protein kaynağıdır ve bu özelliğiyle kas kütlesinin korunmasına destek olabilir. Spor yapan kişiler için hem enerji verici hem de sağlıklı bir atıştırmalık olarak öne çıkar. Kan şekerini dengeleme etkisi de ani tatlı krizlerini azaltabilir.

Sonuç olarak, diyette leblebi yemek mümkündür ve doğru porsiyonlarda tüketildiğinde kilo verme sürecini destekleyebilir. Özellikle tuzsuz ve sade çeşitleri, lif ve protein içeriği sayesinde sağlıklı bir atıştırmalık olarak öne çıkar. Fazla kaçırmadan, kontrollü bir şekilde tüketildiğinde hem açlık kontrolü sağlar hem de daha dengeli ve sürdürülebilir bir diyet planına katkıda bulunur.

Leblebi, nohutun kavrulmuş hali olarak bilinen, Türk mutfağının geleneksel ve en çok sevilen atıştırmalıklarından biridir. Çeşitli yapım yöntemleri ve katkı malzemeleriyle farklı tatlar elde edilebilir. Bu yüzden leblebi sadece klasik beyaz haliyle değil, pek çok farklı türüyle de sofralarda ve atıştırmalık tabaklarında yer bulur.

1. Beyaz Leblebi
En bilinen ve en çok tüketilen leblebi çeşididir. Kavrulmuş nohutun kabuğu çıkarıldıktan sonra beyaz, hafif ve sindirimi kolay bir hale gelir. Diyetlerde ve sağlıklı beslenme programlarında sık tercih edilir çünkü tuzsuz ve katkısız hali düşük yağ içerir.

2. Sarı Leblebi
Nohutun kavrulmasıyla elde edilen klasik leblebi çeşididir. Beyaz leblebiye göre daha sert bir yapıya sahiptir. Çıtır yapısı sayesinde çayla birlikte en çok tüketilen atıştırmalıklardan biridir.

3. Tuzlu Leblebi
Kavrulma işlemi sırasında tuz eklenerek hazırlanır. Daha lezzetli ve iştah açıcı olsa da fazla tuz içerdiği için ölçülü tüketilmesi önerilir. Özellikle kahve ve çay yanında tercih edilen türlerdendir.

4. Şeker Kaplı Leblebi
“Akide leblebisi” olarak da bilinir. Leblebinin şekerle kaplanmasıyla yapılır ve daha çok çocukların ilgisini çeker. Tatlı sevenler için uygun bir alternatiftir ancak şeker içeriği nedeniyle dikkatli tüketilmelidir.

5. Çikolata Kaplı Leblebi
Modern çeşitlerden biridir. Leblebi çikolata ile kaplanarak hazırlanır ve tatlı bir atıştırmalık haline gelir. Özellikle kahveyle birlikte tüketimi yaygındır.

6. Fıstıklı veya Baharatlı Leblebi
Son yıllarda üretilmeye başlanan farklı tatlardan biridir. Baharatlarla veya fıstık aromasıyla çeşitlendirilerek hazırlanır. Özellikle atıştırmalık tabaklarında çeşitlilik sağlamak için tercih edilir.

Leblebi, beyazdan sarıya, tuzludan şeker kaplıya kadar birçok çeşidiyle farklı damak tatlarına hitap eder. Her çeşidin kendine özgü bir lezzeti ve tüketim şekli bulunur. Ölçülü tüketildiğinde hem sağlıklı hem de doyurucu bir atıştırmalık olarak günlük yaşamda yerini alabilir.

Leblebi, kavrulmuş nohuttan elde edilen ve yüzyıllardır sofralarda yer bulan geleneksel bir atıştırmalıktır. Hem beyaz hem sarı çeşitleriyle bilinen leblebi, sağlıklı bir besin olarak öne çıkar. Ancak özellikle kilo kontrolü yapan ya da diyet sürecinde olan kişilerin aklına sıkça “Leblebi kilo aldırır mı?” sorusu gelir. Bu sorunun cevabı, tüketim şekline ve miktarına bağlıdır.

Leblebi, besin değeri açısından oldukça zengin bir yiyecektir. 100 gram leblebi yaklaşık 350–370 kalori içerir. Protein ve lif açısından zengin olması sayesinde uzun süre tokluk sağlar, bu da kilo vermek isteyenler için avantajlıdır. Ara öğünlerde tüketildiğinde açlık krizlerini bastırır ve gereksiz kalori alımını önleyebilir. Özellikle tuzsuz ve katkısız leblebi, sağlıklı bir diyet atıştırmalığıdır.

Ancak leblebi fazla miktarda tüketildiğinde kilo aldırma riski vardır. Kalorisi yüksek olduğundan günlük alınması gereken enerji miktarını aşmaya neden olabilir. Ayrıca şeker kaplı veya tuzlu leblebi çeşitleri, kalori değerini artırmakla kalmaz; aynı zamanda sağlıksız sodyum ve şeker alımına da yol açar. Bu durum hem kilo kontrolünü zorlaştırır hem de uzun vadede sağlık sorunları ortaya çıkarabilir.

Leblebinin kilo üzerindeki etkisini belirleyen bir diğer faktör de tüketim zamanı ve porsiyon miktarıdır. Günde 1 avuç (yaklaşık 25–30 gram) tuzsuz leblebi tüketmek, hem tokluk sağlar hem de kilo kontrolüne destek olur. Ancak birkaç avucu aşan tüketimler, farkında olmadan yüksek kalori alımına yol açar.

Ayrıca leblebi, lif içeriği sayesinde sindirim sistemine fayda sağlar ve metabolizmayı destekler. Bu özellikleri, dengeli beslenme ve düzenli egzersizle birleştiğinde kilo vermeye yardımcı olabilir.

Leblebi, ölçülü tüketildiğinde kilo aldırmaz; aksine tok tutma özelliğiyle sağlıklı kilo kontrolünü destekler. Fakat aşırıya kaçıldığında, yüksek kalorisi nedeniyle kilo alımına katkı sağlayabilir. Bu nedenle porsiyon kontrolüne dikkat etmek, özellikle diyet yapanlar için oldukça önemlidir.

Leblebi, kavrulmuş nohutlardan elde edilen, hem geleneksel hem de sağlıklı kabul edilen bir atıştırmalıktır. Yüksek protein ve lif içeriği sayesinde faydaları oldukça fazla olsa da, aşırı tüketildiğinde bazı olumsuz etkiler gösterebilir. Bu yüzden leblebi tüketirken ölçüyü kaçırmamak ve mümkünse tuzsuz, katkısız çeşitlerini tercih etmek önemlidir.

Leblebinin en sık görülen zararlarından biri sindirim sistemi üzerindeki etkileridir. Lif açısından zengin olması bağırsak sağlığını desteklerken, fazla tüketildiğinde şişkinlik, gaz, hazımsızlık ve karın ağrısı gibi sorunlara neden olabilir. Özellikle hassas bağırsak sendromu (IBS) olan kişilerde bu etkiler daha belirgin görülebilir.

Ayrıca leblebi, nohut kökenli bir besin olduğundan alerjik reaksiyonlara yol açma ihtimali de vardır. Baklagil alerjisi olan kişilerde ciltte kızarıklık, kaşıntı, mide bulantısı ve nefes darlığı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu nedenle alerji geçmişi olanların dikkatli tüketmesi gerekir.

Bir diğer konu ise kalori ve kilo kontrolüdür. 100 gram leblebi yaklaşık 350–370 kalori içerir. Fazla miktarda tüketildiğinde günlük kalori alımını artırarak kilo artışına sebep olabilir. Özellikle şeker kaplı veya fazla tuzlu leblebi çeşitleri, sağlıklı bir atıştırmalık olmaktan çıkarak zararlı bir hal alabilir. Tuzlu leblebiler yüksek sodyum içerikleri nedeniyle hipertansiyon, ödem ve kalp-damar rahatsızlıklarını tetikleyebilir. Şeker kaplı çeşitler ise kan şekeri dengesini bozabilir ve diş sağlığı açısından olumsuz etkiler yaratabilir.

Leblebi, sert yapısı nedeniyle dişlere de zarar verebilir. Özellikle diş minesini zorlayarak çatlamalara yol açabilir. Aşırı tüketilen şekerli leblebiler ise çürük riskini artırır.

Genel olarak leblebi, ölçülü tüketildiğinde faydalı bir atıştırmalıktır. Ancak fazla tüketildiğinde sindirim sorunları, kilo alımı, diş problemleri ve yüksek tuz-şeker alımı gibi olumsuzluklara neden olabilir. Bu nedenle günde küçük porsiyonlar halinde ve tercihen tuzsuz leblebi tüketmek en sağlıklı yoldur.

Leblebi, Türk mutfağının vazgeçilmez atıştırmalıklarından biri olarak sadece sade bir şekilde tüketilmez; aynı zamanda çeşitli tariflerde ve farklı şekillerde de değerlendirilir. Kavrulmuş nohut olan leblebi, besleyici özellikleri ve çıtır dokusuyla hem tatlı hem de tuzlu tariflerde kullanılabilir. Leblebi ile yapılabilecek pek çok pratik ve yaratıcı seçenek bulunmaktadır.

En bilinen kullanım şekli atıştırmalık olarak tüketmektir. Çay ve kahve yanında, tuzsuz veya tuzlu olarak yenebilir. Özellikle tuzsuz beyaz leblebi, sağlıklı diyet programlarında ara öğün olarak tercih edilir. Ayrıca şeker kaplı veya çikolata kaplı leblebiler, tatlı bir atıştırmalık alternatifi sunar.

Leblebi, mutfakta salatalarda ve yemeklerde de kullanılabilir. Kavrulmuş leblebi, salatalara eklenerek hem lezzet hem de ekstra protein ve lif sağlar. Mercimek, nohut veya bulgur salatalarıyla birlikte kullanıldığında doyuruculuğu artırır. Çorbalarda veya pilavlarda garnitür olarak da leblebi eklemek, hem besin değerini yükseltir hem de farklı bir çıtırlık katar.

Ayrıca leblebi, tatlı tariflerinde de yaratıcı bir şekilde değerlendirilebilir. Leblebi ezmesi, şeker ve baharatlarla karıştırılarak enerji topları veya atıştırmalık barlar hazırlanabilir. Çikolata veya pekmezle kaplanmış leblebi, hem çocukların hem de yetişkinlerin sevdiği bir tatlı alternatifi olur. Leblebi unu kullanılarak kek, kurabiye ve bisküvi tarifleri de hazırlanabilir; bu yöntem özellikle glutensiz tariflerde tercih edilir.

Bunların dışında, bazı yöresel tariflerde leblebi, kahvaltılık karışımlarda veya baharatlı atıştırmalık olarak kullanılır. Farklı baharatlar eklenerek kavrulmuş leblebi, çay saatlerinde ve davetlerde sunulabilir. Ayrıca sporcular için enerji verici ara öğünlerde de leblebi, doğal ve pratik bir seçenek olarak öne çıkar.

Leblebi, sade tüketiminin ötesinde mutfakta yaratıcı şekillerde kullanılabilen, besleyici ve doyurucu bir malzemedir. Salatalardan çorbalara, tatlılardan kurabiyelere kadar pek çok tarifte yer alabilir ve hem lezzet hem de besin değerini artırır. Ölçülü ve doğru şekilde kullanıldığında, leblebi hem pratik hem de sağlıklı bir mutfak malzemesi olarak günlük yaşamda geniş bir kullanım alanı bulur.

Leblebi, nohutun kavrulmuş hali olarak bilinen ve yüzyıllardır Türk mutfağında önemli bir yere sahip olan geleneksel bir atıştırmalıktır. Leblebinin beyaz ve sarı çeşitleri bulunur. Sağlıklı ve doyurucu olmasıyla bilinir. Özellikle tuz ya da farklı katkılar eklenmeden tüketildiğinde, diyet yapanlar veya sağlıklı beslenmek isteyenler için oldukça uygundur.

Leblebinin en iyi özelliklerinden biri, yüksek miktarda protein ve lif içermesidir. Bu sayede uzun süre tok tutar ve öğün aralarında yaşanabilecek açlık krizlerini önlemeye yardımcı olur. Lif açısından zengin olması, sindirim sisteminin düzenli çalışmasına destek olur, kabızlığı önler ve bağırsak sağlığını korur. Aynı zamanda düşük yağ oranına sahip olması, kilo vermek isteyen kişiler için iyi bir tercihtir.

Leblebi, demir, magnezyum, potasyum ve çinko gibi mineraller açısından da oldukça zengindir. Bu mineraller, vücudun günlük mineral ihtiyacının karşılanmasına katkı sağlar, enerji üretimini destekler ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Özellikle demir içeriği sayesinde kansızlık riskini azaltabilir. Ayrıca içerdiği B vitaminleri sayesinde beyin fonksiyonlarına ve sinir sistemi sağlığına da olumlu etkiler sunar.

Bir diğer önemli faydası ise kalp ve damar sağlığını desteklemesidir. Leblebide bulunan potasyum, tansiyonun dengelenmesine yardımcı olurken; lif içeriği de kolesterol seviyelerinin kontrol altında tutulmasına katkıda bulunur. Düzenli tüketildiğinde kalp sağlığının korunmasına yardımcı olabilir.

Spor yapan kişiler için de leblebi önemli bir enerji kaynağıdır. Egzersizden önce veya sonra tüketildiğinde vücuda hızlı enerji sağlar ve kas onarımını destekler. Ayrıca glütensiz yapısı sayesinde çölyak hastaları ya da glüten hassasiyeti olan kişiler tarafından da güvenle tüketilebilir.

Sonuç olarak, leblebi hem pratik hem de besleyici bir atıştırmalık olarak günlük beslenme düzenine kolayca eklenebilir. İçerdiği yüksek protein, lif, vitamin ve mineraller sayesinde sindirim sisteminden kalp sağlığına; enerji dengesinden bağışıklık sistemine kadar pek çok alanda vücuda fayda sağlar. Tuzsuz ve doğal hali tercih edildiğinde ise hem sağlıklı yaşamın hem de dengeli beslenmenin önemli bir parçası olabilir.